Mardin’i ziyaret etmeyi, gezi ve tatil yapmayı düşünüyorsanız; Nasıl Gidilir, Nerde Kalınır, Ne yenilip içilir, Nesi meşhur, Hangi aktiviteler yapılır soruları için doğru yerdesiniz.

Şehir, İpek yolu üzerinde yukarı Mezopotamya’nın en eski şehirlerinden biridir. Tunç ve Demir Çağlarının yaşandığı bu şehrin tarihinin 3000 yıl öncesine dayandığına işaret eden kalıntılara rastlanmıştır. 

Bulunduğu bölgenin en eski şehirlerinden birisi olup zengin bir tarihe sahiptir. Öyle ki Mardin’e gittiğiniz zaman kendinizi bir açık hava müzesinde sanabilirsiniz. Türkler, Kürtler, Hristiyanlar, Süryaniler, Araplar ve Ezidiler’in bir arada yaşadığı hoşgörü ve medeniyetlere beşiklik eden, oldukça zengin bir tarihe sahip olan kent, bu yönüyle dillerin ve dinlerin şehri olarak adlandırılır. Kültürel zenginliğini kentin dokusuna da yansıtan şehir, tarih ve kültür gezisi yapmak isteyenler için uygun bir destinasyon. Tarihe yolculuğa çıkacağınız bu şehri keşfiniz için 3-4 gün ayırmalısınız.

 

Mardin Çevresinde Gezilecek Yerler

– Mardin Kalesi

Bölge halkının deyimi ile gecesi gerdanlık gündüzü seyranlık tarihi kentin bu kalesi ”Kartal Yuvası” olarak da bilinir. Onuncu asırda Hamdanilerden Abdullah bin Hamdan zamanında yapılmıştır. Doğudan yüksekliği 1200 metre, batıdan yüksekliği 1800 metre olan bir tepe üzerine kurulan Mardin Kalesi’nin ovadan yüksekliği ise 1000 metre kadardır.

Kalenin bir kısmı sarp kayaların üzerine oturmuş ve meyilin fazla olduğu yerlerde insanların çıkıp inmesi ihtimali düşünülerek sur inşa edilmiştir. Kalenin güney kesiminde eskiden mesken olarak kullanılan kalıntılar ve hala ayakta duran bir kule bulunuyor. Evliya Çelebi, kale ambarlarının çok miktarda erzak, cephane ile dolu olduğunu yazmıştır. Bir çok kez kuşatılan kale, şehrin kapılarının sağlamlığı sebebi ile uzun yıllar zapt edilememiştir.

1963 yılında kaleye konulan NATO radarı nedeni ile halka kapıları kapatılmış. Ancak bu yıl kalenin halka açılacağı söz konusu. Kaleden baktığınızda farklı dinlere ait yüz yıllarca yan yana insanların yaşadığı Eski Mardin’i ve birbiri üstüne yığılmış gibi görünen muhteşem güzellikteki evlerine seyredalabilirsiniz.

 

– Mor Gabriel (Deyrulumur)

İl Merkezine 8 kilometre, Midyat ilçesine 23 km. uzaklıktaki Güngören köyünde Hristiyanların en eski Süryanilerin ise en önemli dini merkezlerinden biridir. Mor Gabriel Manastırı’nın temelleri 397 yılında Kral Arcadius zamanında Mor Şmuel ve Mor Şemun tarafından atılmıştır. Manastır kendi içinde birkaç kısımdan oluşmaktadır.

Manastırın en önemli eseri Büyük Kilise olarak bilinen ve ana kilise olarak kullanlan yapıdır.

Azizler Evi: Farklı dönemlerde hayatını kaybeden azizler burada 15 adet nişin içine konan mezarlara gömülmüştür. 

Meryemana Kilisesi, Manastırın güneybatı ucundadır.

Resuller Kilisesi, Kırkşehit Kilisesi, Mor Smuel Mabedi ayrıca kral kızı Theodora’nın Mor Smuel tarafından iyileştirilmesi nedeniyle yapılan Theodora Kubbesi: Yapımında taş ve tuğla kullanılan bu kubbenin büyüleyici bir güzelliği var.

Manastırda kiliselerin dışında Süryani patriklerinin mezarları ve mahzenler bulunuyor.

Midyat kesme taşlarından yapılan bu Manastır, 5. ve 6. yüzyıldan kalan benzersiz yapıları, kubbeleri, kapıları ve Bizans dönemi mozaikleri ile tarihi öneme sahiptir. Aynı dönemde kilise tarafından ikinci Kudüs olarak kabul edilmiş ve tarihi süreç içerisinde farklı isimlerle anılmıştır. Manastır okulundan çok sayıda patrik, metropolit, rahip ve papaz yetişmiştir. Sabah 09 ila 11.30 , öğleden sonra 13 ila 16.30 misafirler için ziyarete açıktır. Kışın ise öğleden sonra 16.00’ya kadar ziyarete açıktır.

 

– Mardin Evleri

Şehrin tarihi dokusunu, kültürel zenginliğini en güzel şekilde yansıtan Mardin evleridir. İnsanların sıcaklığı ve misafirperverliği nedeniyle istediğiniz kapıyı rahatlıkça çalabilirsiniz. Mazıdağı’nın güney yamaçlarına kurulan evler kente harika bir görünüm katmaktadır. Kentte kalker çıkarılması ve aşırı sıcaklar nedeni ile inşa edilen bu evler taş işçiliğinin en güzel örneğidir. Bu taşlar yazın sıcaktan kışın ise soğuktan korur. Aynı zamanda revak ve eyvan gibi yarı açık olan ortamlar, bilhassa batı güneşine karşı gölgede kalacak şekilde . Volkanik bir bölge olan kentte, tarihsel gelenek günümüze kadar sürdürülmüş ve özgün bir mimari yapı ortaya çıkmıştır. Şehir bulunan bütün yapıların ön tarafları cepheye doğru bakıyor. Kale eteğinden başlayıp ovaya doğru basamak halinde inen evler, ağaçlıklı görünümüyle mistik bir ortam yaratıyor. Bu evleri gezerken keyif alacağınız bir başka şey ise labirent gibi dar sokaklarında kaybolmak olacaktır.

– Mardin Dara Antik Kent ( Dara Mezopotamya Harebeleri)

Mardin-Nusaybin yolu üzerinde Akıncılar köyünden 10 km kadar içeride bulunan kente dolmuş seferleri bulunmamaktadır. Kente 35 km uzaklıkta Oğuz köyünde bulunan Dara antik kenti Mezopotamya’nın Efesi olarak bilinir. Kentin içinde kale, çarşı, saray, kilise, tophane, zindan, su sarnıçları kalıntıları bulunmakta kentin çevresinde ise Roma dönemine ait mağara evler yer alır. % 30’u gün yüzüne çıkan kentin %70’i hala toprak altındadır. 505 yılında doğu sınırını savunma amaçlı askeri üs olarak imparator Anastasius tarafından kurulmuştur. Bu antik kent, görkemli ihtişamı ve tarihi ile gezinizde görmeniz gereken yerler arasında olmalı.

– Meryem Ana Kilisesi ve Patrikhanesi

Merkezde Cumhuriyet meydanında bulunan kilise Süryani katolik cemaatinin en önemli yapılarından biridir. 1986 yılında dönemin Antakya Patriği İgnatios Antuan Semheri tarafından yaptırılmıştır. 1995 yılında restore edilip müze olarak kullanılmıştır.

_ Surur Hanı

Merkezdeki bu Han, kuyumcular çarşısının hemen yanında bulunur. Buraya yürüyerek ya da toplu taşıma araçları kullanarak ulaşım sağlayabilirsiniz. Han 17. ve 18. yüzyıllarda Osmanlılar tarafından yaptırılmış ve iki katlı dikdörtgen yapıya sahip olan han revaklı mekanlardan meydana gelmektedir. Günümüzde kafe, restoran ve hediyelik eşya satan dükkanlar bulunmakta. Bu otantik ortamda çayınızı yudumlayarak tarihi hissedebilirsiniz.

_ Mor Behnam (Kırklar Kilisesi)

Merkezde 1. cadde üzerinde Şeyh Çabuk Cami’ni geçtikten 70-80 metre sonra soldaki sokakta yer alan kilise 6. yüzyılda Mor Behnam ve kız kardeşi Saro adına yapılmıştır. Kilise iki ismini de erken dönem Hristiyan efsanelerinden almıştır. 1293’te şehir, Süryani Kadim Patriklik Merkezi olduktan sonra halkın ruhani ve idari işleri bu kiliseden karşılanmaya başlamıştır. Kilisenin avlusunda patriklerin ve metropolitlerin ikamet etikleri odaların yerine 1850’de yeni bir patriklik merkezi inşa edilmiş, 1925’te bu mekan büyütülerek yanına bir divanhane yapılmıştır.

_ Kasımiye Medresesi

Merkezde bulunmaktadır. Artuklular tarafından 12. yüzyılda yapımına başlanmıştır. Oda kapılarının üstünde bulunan tıp ablemlerinden de anlaşılacağı üzere medrese dini eğitim merkezi olmasının yanında tıp eğitimi verilmek içinde kullanılmıştır.

_Zinciriye Medresesi

Kent merkezindeki Şar Mahallesi’nde, 1. Cadde üzerinden Kuyumcular Çarşısı’na varmadan merdivenlerden kaleye çıkan yol üzerinde yer alıyor.

Timur ve ordusuyla mücadele eden Melik İsa, bir süre bu medresede hapsedilmiştir. Medrese, rasathane olarak da kullanıldığı için yüksekte kurulmuştur. Artuklu medreselerinin tüm mimari özelliklerini taşıyan medrese aynı zamanda İslam inancı, sözü ve yazıyı da figürüze eder.

_Midyat

İle uzaklığı 67 km olan ilçe Mardin’in İncisi olarak anılmakta. Şehir otogarından buraya seferler düzenleyen minibüsler aracılığı ile ulaşım sağlayabilirsiniz. İlçe , tarih boyunca İran, Azerbaycan, Kafkasya ve Suriye’den gelen tüccarların yol uğrağı olmuş. Midyat, geleneksel el zanaatlarının bulunduğu hanları, ışık huzmeleri ile aydınlanan çarşıları, telkari işçiliği, çanak çömlekçiliği, taş oymacılığı, bakırcılığı, kuyumculuğu, dericiliği ve dokumacılığı ile gelişmiştir. El sanatları açısından önemli bir yöre olan ilçe turistik açıdan oldukça çekicidir. Pek çok filme konu olan evleri, taş konakları, kemerli geçitleri, çan kuleleriyle Süryani kiliselerinin bulunduğu bir ortaçağ kentine benzemektedir.. Ferah avluları ve manzaralı teraslarıyla dikkat çeken asırlık Midyat evlerinden birkaçı butik otele dönüştürülerek turizme kazandırılmış.Telkari diye bilinen gümüş işçiliğinin en güzel örnekleri buradadır. 2-3 katlı olan evlerinin altında ya baharatçı vardır ya şarap dükkanları ya da telkari işçiliğinin ustalıkla yapıldığı atölyeler. Altın ve gümüşün 0.6 mikron kalınlığında çekilerek işlenmesi sanatına Telkari deniliyor. Bu ustaların elinde de dantel gibi işleniyor. Kilise çanlarının ezan seslerine karıştığı bölge, inanılmaz bir kültürel zenginliğe sahip.

Midyattan çıkmadan rotanıza ekleyeceğiniz yerler arasında Midyat Konuk Evi ve Midyat Mağaraları olmalı.

_Mardin Ulu Cami

Merkezde bulunan camiye 1. caddede kuyumcular çarşısına varmadan Pamuk camisinin yanından aşağı doğru inen çarşıdan gidilir. Bu tarihi kentin simgesi olan Ulu Cami, Cami Kebir olarak da bilinir. Dikdörtgen yapıya sahip olan caminin içerisinde küçük bir avlu ve şadırvan bulunmakta. Kubbesi ve mimarisi ile göz kamaştıran caminin tarihi 1176′ ya dayanmaktadır.

_Cevat Paşa Cami

Midyat merkezde 1915 yılında inşa edilmiştir. Farklı bir mimari özelliğe sahiptir.

_Şeyh Çabuk Cami

Merkezde 1. caddenin güneyinde yer alan caminin yapım tarihi belli değildir. Bu camide, Hz. Muhammed’in postası Abdullah Bin Enes El Cüheyni’nin mezarı bulunmaktadır. Hz. Muhammed kendilerini İstanbul’a mektup götürmek üzere görevlendirir. Ancak döndüğünde vefat eder ve burada defnedilir. Camilerinin ve mescitlerinin bir çeşit genel özelliği olarak karşılaştığımız enine yapılan bir plan vermektedir. Batı-Doğu doğrultusunda arkadan çarpık bir şekilde gelişen plan, ortadaki dört kalın paye ile ikiye ayrılmıştır. Cami gezinize Şehidiye ve Latifiye Camisi’ni de ekleyebilirsiniz.

_Midyat Meryem Ana Kilisesi

Midyat ilçesine bağlı Anıtlı Köyündedir. Patrik Antuan Semheri tarafından yaptırılan Kilise, 21 sütun üzerine oturtulmuştur. Günümüze kadar ulaşan bu kilise mimari özellikleri bakımından dünyada eşine az rastlanan bir yapıdır.

_Müzeler

Midyat Kent Müzesi

İlçe merkezinde yer alan müzede birçok antik döneme ait tarihi yapılar bulunur. Bu tarihi yapılar sırasıyla Sümer, Akad, Mittani, Hitit, Asur, İskit, Babil, Pers, Roma, Bizans, Arap, Selçuklu, Artuklu ve Osmanlı dönemine ait yapılardır.

Mardin Müzesi, Sabancı Şehir Müzesi, tarihe tanıklık eden bu müzeleri de görmelisiniz.

Mardin’e Ne Zaman Gidilir?

İlin kuzey bölgesindeki yüksek dağlar iklimi etkilemekte. En soğuk ay ocak ayıdır. Bu eski tarihi kente gitmek için en uygun aylar ise ilk bahar ve sonbahardır.

Mardin’nin Nesi Meşhur?

Bölgede akla gelen ilk şeyler arasında Mardin Kalesi, Dara Harabeleri, Taş Yapıları, Mardin Evleri, Şahmeran Efsanesi, Etli Ekmek, Sembusek, Kaburga Dolması, İşkembe Dolması, Süryani Şarabı, Kahve, Sabun ve Leblebi yer alır.

Mardin’de Ne Yenir ?

Etli ekmek, Sembusek, Yumurtalı Çiğköfte, Kaburga dolması, İşkembe dolması (kibe), Süryani Şarabı, Kahve, Lebeniye, Çörten, Bumbar dolması, Ciğer Pilavı,  Kavurma, Üzümlü ve Cevizli Sucuk.

Mardin’den Ne Alınır?

Tarihi kent Mardinde sevdiklerinize alabileceğiniz hediyeler arasında

Telkari: Gümüş işçiliğinin usta ellerde telkari ismini aldığı genellikle kolye, yüzük, bilezik, küpe gibi takılar ve rozet, kalemlik, isimlik gibi hatıra eşyaları alınabilir.

Pek çok bitkiden üretilen sabunlardan ya da tatlı seven yakınlarınız için badem şekeri, cevizli sucuk alabilirsiniz.

Mardin’de yetişen üzümlerden yapılan Süryani Şarabı isterseniz kahve fincanları, Şahmeran işlemeli tepsiler, cezveler, ayran kaseleri ve şekerlikler alabilirsiniz.

Mardin’de Ne Yapılır? Aktiviteler Neler?

  • Süryani köylerini gezebilirsiniz.
  • Antik Sur’da Mardin sıra gecesine katılabilirsiniz
  • Labirent gibi dar olan sokaklarını gezebilirsiniz
  • Her yıl haziran ayında Kiraz Festivali düzenlenir. Bu döneme denk gelirseniz festivale gidebilirsiniz.
  • Mırra ve menengiç kahvelerini Mardin manzarasını izleyebileceğiniz bir kafe terasında deneyimleyebilirsiniz.
  • Bakıra işlenen sanatı ve ince gümüşçülük olan telkari sanatını usta ellerin küçük dükkanlarında sıcak sohbetleri eşliğinde izleyebilirsiniz.

Mardin’de Yapmadan Dönme!

  • Kentten dönmeden önce mutlaka yapmanız gerekenler arasında Mardin kahvesini içmek olmalı. Hafif bir içimi olan bu kahveye ”Special Dibek Kahvesi” deniliyor. İçerisinde kakule, menengiç, kahve çiçeği, antep fıstığı özü ve aroması bulunuyor. Her kahveci mutlaka kahve ikram eder.

  • Burada Türk Hamamı’nı deneyimlemeden dönmemelisiniz. Mardin’de hala açık olan iki hamam var Bunlardan biri Savurkapı Hamamı, diğeri ise Emir Hamamı’dır. Hamamlar gündüz kadınların, akşamda erkeklerin hizmetine açıktır.

  • Yöresel lezzetleri tatmalısınız.

Mardin’deki Tarihi Yerler

  • Mardin Kalesi
  • Dara Antik Kent
  • Altunboğa Medresesi
  • Deyrülzafaran Manastırı
  • Savurkapı Medresesi
  • Mardin Ulu Cami
  • Mor Gabriel Manastırı
  • Gelüşke Hanı
  • Kasımiye Medresesi
  • Mardin Evleri
  • Midyat