Konya, Türkiye’nin en köklü tarihine sahip şehirlerinden biridir. Selçuklu döneminde başkentlik yapmış olan bu şehir, özellikle Mevlana Celaleddin Rumi’nin izlerini taşır. Hem tarihi hem de kültürel zenginlikleri ile dikkat çeken Konya’da gezilecek birçok önemli yer bulunur.

Mevlana Müzesi ve Dergahı


Konya denilince akla gelen ilk yer olan bu müze, Hz. Mevlana’nın türbesine ev sahipliği yapmaktadır. Eskiden Mevlevi Dergahı olan yapı, günümüzde yerli ve yabancı binlerce turistin uğrak noktasıdır. Yeşil Kubbe olarak bilinen simge yapısı, huzur veren avlusu ve içerisinde sergilenen el yazması eserler, derviş hücreleri ve müzik aletleri ile ziyaretçilerine mistik bir yolculuk sunar. Maneviyatın tarihle buluştuğu bu mekan, şehrin kalbi ve en önemli kültürel mirası olarak kabul edilmektedir.

Karatay Medresesi


1251 yılında Selçuklu Veziri Celaleddin Karatay tarafından yaptırılan bu yapı, döneminin en önemli eğitim kurumlarından biridir. Günümüzde Çini Eserler Müzesi olarak kullanılan medrese, özellikle kubbesindeki eşsiz mozaik çinileri ve mimari detaylarıyla ünlüdür. Gök kubbeyi andıran tavan süslemeleri, Selçuklu sanatının estetik anlayışını ve astronomiye olan ilgisini yansıtır. Taş işçiliğinin en zarif örneklerini görebileceğiniz giriş kapısı ise sanat tarihi meraklıları için büyüleyici bir detaydır.

Sille Köyü


Konya şehir merkezine çok yakın bir konumda bulunan Sille, yaklaşık 5 bin yıllık geçmişiyle antik bir yerleşim yeridir. Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinden izler taşıyan köy, dar sokakları ve taş evleriyle dikkat çeker. Köyün en önemli yapısı olan Aya Eleni Kilisesi, Anadolu’nun en eski kiliselerinden biri olarak titizlikle korunmuştur. Tarihi dokusu bozulmadan günümüze gelen Sille, hem restorasyon çalışmalarıyla canlanan sokakları hem de sakin atmosferiyle ziyaretçilerine keyifli bir gün vadeder.

Tropikal Kelebek Bahçesi


Avrupa’nın en büyük kelebek uçuş alanına sahip olan bu bahçe, Konya’nın modern yüzünü ve doğa sevgisini temsil eder. İçerisinde binlerce canlı kelebeğin ve onlarca egzotik bitki türünün bulunduğu bu devasa cam yapı, ziyaretçilerine kendilerini bir ormanda hissettirir. Kelebeklerin yaşam döngüsünü gözlemleyebileceğiniz müze bölümü ve özel doğa eğitim alanları özellikle çocuklu aileler için öğretici bir deneyimdir. Şehrin ortasında farklı bir ekosistemi keşfetmek isteyenler için ideal bir duraktır.

Çatalhöyük Neolitik Kenti


UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Çatalhöyük, insanlık tarihinin ilk yerleşik hayata geçiş evrelerinden birine tanıklık eder. Yaklaşık 9 bin yıl öncesine dayanan bu antik yerleşim, birbirine bitişik kerpiç evleri ve damdan girişli mimari yapısıyla benzersizdir. Yapılan kazılarda ortaya çıkarılan duvar resimleri ve figürinler, o dönemin sosyal yaşamı ve inanç sistemleri hakkında paha biçilemez bilgiler sunar. Arkeoloji dünyasının en önemli keşiflerinden biri olan bu alan, tarihin derinliklerine inmek isteyenleri bekler.